Genç Parti lideri Uzan’ın ‘Mazot 1 YTL’ söylemi epey prim yaptı.
Başlangıçta, bu söyleme bıyık altından gülenler bile, artık ucuz mazot vermekten bahsediyor.
Köy kahvelerinde (ucuz) mazot hesapları (tartışmaları) epey kızıştı.
Henüz kaynağı konusunda tatmin edici bir açıklama gelmese de, umuda yatırım yapan Türk halkı, buna oldukça inanmış görünüyor.
Bunun sandığa ne kadar yansıyacağını kestirmek şimdilik zor, ama anlaşılan o ki, seçim hesaplarını epey etkileyecek.
Muhalefetin bu vaadine, iktidar boş bir hayal olarak bakıyor ve 1 YTL’lik mazotun mümkün olamayacağını iddia ediyor.
Peki, ‘1 YTL mazot’ hayal mi?
Bana göre değil.
Bazı rakamları alt alta koyduğumuzda, eminim siz de buna inanacaksınız.
???
AB ülkelerinde çiftçiler, kendi arazilerinde kanola, aspir gibi biyodizel üretiminde kullanılan bitkileri ekerler ve kendilerine ait küçük tesislerde biyodizel üreterek, enerji ihtiyaçlarını karşılarlar. Bunun için de vergi ödemezler.
Türkiye’de ise, her türlü enerjiden vergi alma politikası uygulandığı için, çiftçi kendi arazisinde üretim yaptığı bitkiden biyodizel üretip kendisi kullansa bile, vergi ödemek zorundadır. ( Nitekim üretim de yapamaz… )
Yani bizde devlet çiftçisine der ki, ‘Sen benim vereceğim pahalı mazotu kullanmak zorundasın. Bunun dışarıdan gelmesi ( benim cari açığımı arttırması ) önemli değil, benim vergi almam önemli. Kendin üretsen bile, senden alacağım vergiyle, zaten normal mazot fiyatına gelecek. O halde üretme…’
İşte bu basiretsiz yaklaşım nedeni ile, Türkiye biyodizelde bir türlü mesafe alamadı ve akaryakıtta dışa bağımlılık günden güne artıyor.
Yunalı Pangalos, biyodizeli 70 YKR’a mal ederken, Edirne’li Hasan Ağa, 2.15 YTL’ye mazot kullanıyor. Ondan sonra da, taban fiyat ne olursa olsun, yetmiyor.
???
İktidara talip olanlar, tarımda çiftçinin elini rahatlatmak ve rekabet gücünü arttırmak istiyorsa, mutlaka biyodizelle ilgili çalışmalar yapmalı.
Yapılacak olan belli.
Çiftçilere kendi kullanacakları biyodizeli üretecek tesisler için teşvik ve kredi verilecek. (Bir tesisin bugün maliyeti yaklaşık 50 000 YTL.) Ve bu üretimden vergi alınmayacak.
Biyodizel bitkisi olan kanola ve aspir teşvik edilecek ve desteklenecek.
Çiftçilere bununla ilgili eğitim verilecek.
Biyodizel politikası orta vadeli.
???
Kısa vadede netice alınacak olansa, kaçak akaryakıtın önlenerek bir fon oluşturulması. (Türk çiftçisine ucuz mazot fonu)
Türk çiftçisi, litresini 2.150 YTL den, yılda 2.5 milyon ton mazot kullanıyor. (Yılda 400 milyon YTL civarında mazot desteği alıyor, ancak bu destek meseleyi çözmüyor.)
Peki kaçak akaryakıtta durum ne?
1990 yılından beri, Türkiye’de araç sayısı 4 kat arttı, ancak tüketilen resmi akaryakıt miktarında bir değişiklik olmadı. Buradan anlaşılıyor ki, akaryakıt kaçakçılığı her yıl katlanarak artıyor.
Son 2.5 yılda, vergileri ile birlikte, 40 milyar dolarlık (52 milyar YTL) akaryakıt kaçakçılığının olduğu biliniyor. (Bunu bizzat sayın Başbakan ifade etti.)
Bu da yılda 10 milyon ton akaryakıta tekabül ediyor.
Yani, Türkiye’ye yılda, tüm çiftçilerin kullandığı akaryakıtın 4 katı kadar akaryakıt, yasa dışı yollardan giriyor.
Bu korkunç bir tablo.
Peki istense ve kararlı bir şekilde üzerine gidilse bu önlenemez mi?
İddia ediyorum, 3 ayda yarıya iner. 6 ayda da biter…
Karadeniz’den örnek vereyim.
Geçen yıl Karadeniz üzerinden, milyonlarca YTL’lik kaçak akaryakıt girdi ülkemize.
Mekanizma şöyle çalışıyor:
Petrol tankerleri boğazları geçerek Karadeniz’e ulaşıyor.
Belli bölgelerde kıyıya 40 mil açıkta demirliyorlar.
Atık su boşaltma bahanesiyle kıyıdan römorkörler çağırılıyor.
Ve denizin ortasında su yerine akaryakıt ikmali yapılıyor.
Römorkörler kıyıya geliyorlar ve yine belli bölgelerde bekleyen tankerlere hortumlarla akaryakıtı boşaltıyor.
Buradan satış noktalarına ulaştırılıyor.
Geçen yıl, Karadeniz bölgesinde kamu kurumlarından tam 33 tanesi, ihale ile bu kaçak akaryakıtı satın aldı.
Peki benim tüm detaylarına kadar bildiğim bu mekanizmayı ilgili ve yetkili olanlar bilmiyor mu?
Elbette biliyorlar.
Hatta daha da fazlasını biliyorlar!
Mersin’deki mekanizmayı, Habur Kapısındaki düzeni de çok iyi biliyorlar.
Neden önlen(e)miyor o halde?
Bunun cevabını da siz verin…
İşte bu ahlaksız rant döngüsü kırılır ve bir süre için çiftçilere fon oluşturulursa, Türk Tarımı rahatlar.
Aksi takdirde;
Dünyanın en pahalı pirincini,
Dünyanın en pahalı buğdayını,
Dünyanın en pahalı sütünü,
Dünyanın en pahalı etini,
tüketmeye devam ederiz…
Peki nereye kadar?
İşte onu kestiremiyorum.
O halde meydanlardaki siyasetçiler, polemikleri bırakmalı, gerçekçi siyaset yapmalı, sorunları ve çözüm önerilerini iyi ortaya koymalı, vaatlerinin kaynaklarını anlaşılır bir dille izah etmeli.
???
Son söz.
Mazot 1 YTL olmalı mı?
Evet olmalı…
Mazot 1 YTL olur mu?
Evet olur…